Dünyanın en iyi high-end ses ve görüntü sistemleri üreticisi Bang & Olufsen, kablosuz seste yeni dönemin öncüsü olan BeoLab 17, 18 ve 19'un Türkiye satışına başladı. Danimarkalı teknoloji devi müzik tutkunlarını benzersiz tasarım ve mühendislik harikası yeni ürünlerle buluşturmaya devam ediyor. Kablosuz hoparlör ailesine yeni yılda 3 üye daha katan Bang&Olufsen, BeoLab 17, 18 ve 19'u yeni satış noktası Mozaik Ortaköy'de düzenlediği basın toplantısı ile tanıttı. Pazarlama Direktörü Shakeel Hussain ve markanın Türkiye distribütörü Ferco Müzik Genel Müdürü Ufuk İncecik'in katılımı ile gerçekleşen toplantıda, kablosuz sesin üç tasarım ikonu ve yeni teknolojiler katılımcılarla paylaşıldı. "KUSURSUZ SES ARTIK KABLOSUZ" B&O Pazarlama Direktörü Shakeel Hussain, kusursuz güçlü bir akustik sese şimdiye kadar ancak kablolu hoparlör sistemleriyle ulaşılabildiğini, bugün ise Bang&Olufsen teknolojisi ile seste yeni bir dönemin başladığını belirtti. Hussain, "Yüksek kaliteli ses için geliştirdiğimiz kablosuz standardı benzersiz tasarım, tavizsiz mühendislik çalışmaları ile buluşturduk. BeoLab 17, 18 ve 19 kolay kurulumları, kullanımı ve üstün kablosuz ses performansı ile seste yeni bir dönemi başlatacak. Müzik severler kablo karmaşaları nedeni ile ev ve ofislerde artık hoparlörlerini saklamak zorunda kalmayacak. BeoLab serisinin yeni üyeleri, müzikseverler için kusursuz akustik sese, üç yolla ulaşmalarını sağlayacak" dedi. "ÜRÜNÜ KULLANMAK İÇİN TEK BİR PRİZ YETERLİ" Bang&Olufsen'in eşsiz karakteristiğine sahip yeni BeoLab serisi, kablosuz WiSA teknolojisi ile ön plana çıkıyor. Müzik tutkunlarının kusursuz müziğe terfi etmeleri için WiSA uyumlu vericiye aktif BeoLab'ı oda içindeki prize takmanın yeterli olduğunu beliren Ferco Müzik Genel Müdürü Ufuk İncecik, yeni hoparlör ailesinin TV, Blu-ray oynatıcısı ya da media centerlar ile çalışabildiğini, ürünler üzerindeki yeni teknoloji sayesinde bulunduğu ortamda istenilen yere konumlanabildiğini belirtti. Markanın Türkiye'deki yeni satış yapılanması hakkında da bilgi aktaran İncecik, "Bugüne kadar İstanbul Nişantaşı ve Ankara'da ses ve görüntü tutkunları ile buluşan ürünlerimiz, artık eşsiz tasarım ürünlerinin sergilendiği Mozaik Ortaköy ve Mozaik 220V showroomlarında da incelenip, satın alınabilecek" açıklamasını yaptı. BOYUNDAN BÜYÜK PERFORMANS SAĞLIYOR BeoLab serisinin WiSA teknolojisiyle donatılan ilk üyesi BeoLab 17, minimal tasarımına rağmen, boyundan büyük performansıyla dikkatleri üzerinde topluyor. Bang&Olufsen patentli dijital ses motoru ile donatılan ürün, analog devreleri bu motor sayesinde 40 kat daha fazla güçlendiriyor. 160 Watt gücünde iki amfi, 6 inçlik mid/woofer, 3/4 inçlik tweeter ile bulunduğu ortama çarpıcı bir ses yayan BeoLab 17'nin, alüminyum gövdesinde siyah ve beyaz renk seçenekleri bulunuyor. Tüketicilerin tercihi doğrultusunda ister duvara monte edilebilen, istenildiğinde özel ayağı ile bulunduğu ortama farklı bir hava katan ürünün ön yüzündeki kumaş kaplamaları beyaz ya da kırık buz rengi ile satın alınabiliyor. YENİLİKÇİ TASARIM, MÜKEMMEL AKUSTİKLE BULUŞTU Torsten Valeur imzasını taşıyan BeoLab 18, serinin en iddialı üyesi. Ahşap ve alüminyum birleşimini en iyi yansıtan ürün, siyah ya da beyaz kompozit veya masif meşe levha tasarım seçimi ile bulunduğu ortama farklı bir estetik katıyor. BeoLab 18, ince uzun tasarımı ve WiSA teknolojisi sayesinde hemen her yere konumlanabiliyor. "İstediğiniz noktada, en etkili ses" sloganı ile geliştirilen ürün, fonksiyonel tasarımına ek olarak üstün teknolojisi ile her açıda kullanıcısına en duru ses performansını sunuyor. 160 Watt'lık iki adet D sınıfı amfiden güç alan BeoLab 18 için, özel olarak 4 inçlik mid/woofer sürücüye yer verildi. Yeni ses motoru ile ürün, ilk kez akustik gerçekçilik geleneğini, kablosuz çağa kazandırıyor. HERKESİN GÖZÜ ÜZERİNDE OLACAK Bang&Olufsen, BeoLab serisinin yeni üyesi 19 ile alışılagelmiş subwoofer görünümüne yeni bir soluk getiriyor. Müzik tutkunlarının daha önce saklamak istedikleri subwoofer, BeoLab 19 ile odalarda en güzel yere konumlanacak. Dodecahedron olarak adlandırılan 12 yüzlü bir tasarıma sahip olan BeoLab 19, yuvarlatılmış hatlara sahip kusursuz alüminyum tasarımı ile göz dolduruyor. Dünyada ilk kez WİSA destekli subwoofer olma özelliğini de üzerinde barındıran BeoLab 19, bu özelliği sayesinde ana sistemden uzakta, odanın istenilen bir bölümüne konumlanabiliyor. Acoustic Balance Principle teknolojisi ile gereksiz titreşimleri ortadan kaldıran ürün, 160 Watt gücündeki iki adet D sınıfı amfiden güç alan 8 inçlik iki sürücüsüyle, kullanıcısına sarsıntısız berrak bir ses sunuyor.
Dünyanın en iyi high-end ses sistemi biraz fazla iddialı olmuş sanki. En güzel gözüken filan dese belki...
kablosuzda veri kaybı yaşanabiliniyor diye düşünüyorum Bang & Olufsen tasarım anlamında gerçekten iyi güzel ... ama dünyanın en iyi ses kalitesine sahip? çok abartmışlar
Doğru uygulanmış bir wi-fi sistemde veri kaybı hiç yok. Sadece bant genişliği yetmezse 'drop out' denilen kesilme atlamalar olabiliyor, bir de işlemci gücü ile bağlantılı kesilme yaşanabiliyordu eskiden (error checking kaynaklı). Şu anda bant genişliği o kadar yüksek ve işlemciler o kadar güçlü ki 'bit perfect' denilen kayıpsız hi-res aktarım yapılabiliyor. Bu arada geçen SB Touch üzerinden 24/96 bişeyler dinliyordum, kesilmeye başladı... Allahallaaah, noluyo yahu filan dedim hayıflandım. Verdim 24/192, haliyle durum iyice bozuldu, ben daha da bozuldum. Uğraş uğraş... Sonunda anladım ki aynı anda uTorrent totalde 2MB/s indiriyormuş ;D Not: Hala ethernet ile bağlanınca daha kaliteli ses alındığı konuşuluyor, ben teknik olarak bir engel olmadığını ve benim denemelerim sonucu da kalitede bir azalma hisstmediğimi söylüyorum sadece...
Şuan tüketici ürünlerinde dahi kablosuz ile kabloludan daha yüksek veri aktarım hızlarına çıkılabiliyor. Ama buna rağmen taraftarı değilim. Ayrıca Faber-Castell'in çirkin kalemlerine benzemiş bence hiç hoş değil.
;D ;D Çok güldüm. Aynı kanıdayım... Hi-Fi sisteminde estetik (değişik miktarlarda) önemli tabi. Ama yok ben almıyım bu kadar estetik olanı...
ben kablosuzu pek sevmem .. hatta superonline modem kurmaya geldiğinde odama kadar 30 metre kablo çektirdim sırf kablolu şekilde kullanabilmek için .. wifi'de kapatıyorum... kablo her zaman bana daha sağlam gelmiştir ayrıca wifinin radyasyon yaydığı da bilenen bir gerçek ama tabi herkes onunla bir şey olmaz deyip önemsemiyorlar ... haklı olabilirler, ama benim içim yine rahat etmez
4G genel olarak WIFI'dan hızlı. Radyasyon meselesine gelince, bakalım ne antenler varmış cep telefonumuzda: 1. GSM 2. WIFI 3. 3G 4. 4G LTE 5. Bluetooth 6. GPS 7. NFC Ölmüşüz de ağlayanimiz yok
Konu dağılacak ama bende uç kısmı uzun olanları seviyorum :evl Kaweco'nun yeri ayrı, o efsaneyi ayrı tutmak lazım. :wink
Hayır fişe takılıyorlar. Ses aktarımı için kablo kullanmıyor, bir verici bütün hoparlörlere ses yolluyor.